Translate

28 Ocak 2015 Çarşamba


                              LEYL-İ NURİN Bölüm 3
                 

   Mescidin içine Adım attıkça asırların yorgunluğunu taşıyan zemin tahtaları ,kadim bir  ilahinin sözlerini tekrarlar gibi inledi.İhtiyara yaklaştıkça içimdeki şüpheler ,korkular saman alevi gibi yanıp yokoldu.

Ferah bir boşluk hissi damarlarıma yayılırken kalbim yerinden fırlayacak gibi hızlı hızlı  attı.Nihayet ihtiyar dervişin önüne gelmiştim.Ne yapacağımı yada nasıl davranacağımı bilememenin verdiği panik yüzümü kıpkırmızı etmişti.


Ağzımı açıp konuşmak istiyordum ama beynimdeki kelimeler ,kuruyup kilitlenen dudaklarımın ihanetine uğramıştı.Yanında olduğumu farkeden derviş elini sakince kaldırıp durmamı işaret etti.Beyaz bir tülbentin örttüğü başını yukarı kaldırıp yüzüme baktı;
-Uzak yoldan gelmişsin evladım…Hoş geldin sefalar getirdin !
Derin bir nefes aldıktan sonra önünde açık duran kitabı hürmetle kapadı.
-Daha da uzak bir yola gideceksin belliki…Ama aklın kalbinin çok ötesinde..
Yazık çok yazık ! Menzilin akılla varılacak bir menzil değil ..
İhtiyar dervişi hayran hayran dinliyordum …Ne demek istediğini şuncacık dahi anlamasamda, sözleri bana baldan tatlı geliyordu.
  Zayıflıktan artık tüm kemikleri belli olan ellerini nazikçe cübbesinin cebine soktu.Cebinden üzerinde işlemeli osmanlı tuğrasının bulunduğu gümüşten bir kutu çıkarıp kapağını açtı.Çevreye yayılan tarçın ve nane kokusu başımı döndürmüştü.Şehadet parmağını diliyle ıslattıktan sonra kutudaki toza batırdı.Başını sağa sola salladıktan sonra kutunun kapağını kapatıp tekrar cebine yerleştirdi;
-Yazık çok yazık !
Bir an için “ Yazık olan ne hacı amca,bir kasa yumurtamı kırdım ? Ağır kabahatimmi oldu bilmeden” diyesim geldi.Çünkü üzerine basa basa söylediği sözler içime fena bir ağırlık vermiş ruhumu karanlıklara itmişti.İhtiyar halimi anlamış gibi birden gülümsedi.
-Sen Cuma namazı kılmak için gelmiştin değilmi evladım ?
İhtiyarın son sözü beni kendime getirmişti.Heyecanla lafa atladım;
-Hah şunu bileydin hacı amca ! Bir Cuma namazı kılıp gemime dönecektim.Şu halime bak ! bir saat önce gemide olmam gerekirdi.Nereden geldim buraya bilmem ! Allahaşkına bırakında yoluma gideyim yahu ! 
Darlıktan feraha çıkmanın etkisi ile gayriihtiyari sesimin tonu yükselmişti .Kapıdaki gençler de bir hareketlenme hisssedince ihtiyarın arkasındaki ahşap pencereye gözlerimi dikip tekrardan kaçış hesaplamalarına giriştim.İhtiyar sözlerime öfkeleneceği yerde gülümsemesi dahada belirginleşmişti.
-Korkma evladım biz ne deliyiz nede burası tımarhane !
Sen şimdi istediğin Cuma namazını kılacaksın Biiznillah,endülüs zamanındaki bir Cuma olmayacak ama istediğin Cumayı kılacaksın.
Cuma saatinden neredeyse birbuçuk saat geçmişti ama bu kaçık ihtiyar hala aynı masalı tekrarlayıp duruyordu.Artık Cuma muma kılmakta istemiyordum açıkçası şurdan çıkıp gitsem yeterdi bana hem nerden bilmişti endülüs zamanı ile ilgili şakamı ?.Daha önceki ani çıkışımdan aldığım dersle biraz daha sakin bir sesle teklifi kabul ettim.
-Tamam hacı amca kılalım hani cemaat nerede ?
İhtiyar başını göğe kaldırdı ellerini iki yana açıp bomboş odanın içini işaret etti.
-Cemaat burada evladım,milyonlarca gönül sana ufacık gelen bu mescitte atıyor.Kimi hind elinde kimi rum düzlüklerinde..Kiminin elinde Dünya ların hazinesi yatmakta,kimide yoklukta şükür secdesinde.
Anlamsız gözlerle ihtiyarın işaret ettiği noktalara bakıp ne demek istediğini anlamaya çalıştım.Görebildiğim sadece tavandan sarkan tombul bir örümcek ve döşemenin çürümüş tahtalarında oynaşan hamamböcekleri olmuştu.Ne kadar güzel şimdide hamamböceklerinden bir cemaatle iki saat önce geçmiş olan Cuma namazını kılacaktım.Tam da bu şahane fikire !  olan saygımı olabildiğince kibar bir dille iletecektimki ihtiyar sözlerine devam etti;
-Ancak bu kapıya kadar gelmen nasip edildiyse seni eli boşta göndermeyeceğiz Biiznillah.Kapımız yokluk kapısı değildir,buraya bir gelinir bin çıkılır..
Herhalde bir kilo patates falan verip gönderecek  diye düşünürken kutudaki toza batırdığı parmağını yukarı kaldırıp bana işaret etti.
-Ancak hediyemiz rıza lokmasıdır yemeye aşk gerek ! 
Şimdi sana soruyorum Cuma namazını kılıp geminemi döneceksin ? Yoksa sana vereceğim bir sırrı gönül kulağınla dinleyecekmisin ? Sadece bir tanesini seçme hakkın vardır bilesin….
İhtiyarın söylediklerini büyük bir dikkatle dinlemiştim.Kelimelerin arasından imalar çıkarmaya çalışıyordum.Sır dediği neydi acaba ? En iyisi düşünmeden cevap verip bu işten sıyrılmak dedim ve  aklıma gelen ilk kelimeyi tereddüt etmeden dilimden çıkarıverdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder